07-29-2022, 07:52 PM
Mürid Topluca Şu Edeplere Uymalıdır
Mal, çoluk- çocuk, rütbe, makam ve baş olma sevdasından vazgeçmelidir. Yemeğe ve
giymeye düşkün olmamalıdır. Bulduğunu yemeli, eline geçeni giymeli; içini, dışını bir
tutmalıdır. Gerçek dahi olsa hal sahibi olduğunu söylememelidir. Olayların gerçek yaratıcısı
olan Allah’u Teala’ya (c.c) tüm işlerinde güvenmek gerekir. Böylece yaratıkların aracılığıyla
kalbini bağlamamış olur.
Allah için sevmeli ve nefret etmeli; Sünnet-i Muhammediye uymalı kerametinin olması veya
olmaması yanında aynı olmalıdır. Sevinçli halinde kalbi hüzünlü, üzüntülü halinde kalbi rahat
olmalıdır. Bunu sağlamak için Cenab-ı Hakk’ın (c.c) buyurduğu kudsi hadisi düşünmelidir:
‘Ben kalbi kırıklarla beraberim.’
Hangi tarikattan olursa olsun temiz ve takva sahibi müridlerin hepsini sevmelidir.
Meczup’larla tartışmamalı ve onlarla alay etmemeli ve iyilikleri için Allah-u Teala’ya (c.c)
dua etmelidir.
Mürşidine, mürid kardeşlerine ve tüm Müslümanlara özellikle Cuma günü, Ramazan ayında,
arife gününde, seher vakitlerinde, hac sırasında, Allah (c.c) yolunda savaşırken, yağmur
yaparken, ezan ile kamet arasında, secdede, iki hutbe arasında dua etmelidir. Duayı yalvararak
ve huşuyla yapmalı; korku ve ümit duygularını dengelemeli ve kabul edileceğini ummalıdır.
Duanın başında Allah-u Teala’ya (c.c) hamd etmeli, Peygamberimize salat ve selam getirmeli
ve yine duayı aynı şekilde bitirmelidir.
Tüm işlerinde Allah-u Teala’yı (c.c) unutmamak; alış- veriş sırasında Allah’ın (c.c) takdirini
kabullenmeli; öldükten sonra sevap defterini kabartacak iyi işler yapmalıdır. Allah’u
Teala’nın (c.c) kendisine bağışlamış olduğu nimetlerine tüm bedeniyle ve hareketleriyle
şükretmelidir.
Kalbinin hastalıklarını iyileştirmeye uğraşmalı ve aşağılık duygusuna kapılmayarak ruhunu
yüce duygularla süslemelidir. Görevlerini titizlikle yapmalı, onların değerini azaltacak
davranışlardan kaçınarak gerçek bir çabayla Allah-u Teala’ya (c.c) yönelmelidir. Zenginliği
önemsememeli; yanında toprak ile altın eşit olmalıdır. Zevk ve eğlenceye düşkün olmamalı;
olayların kendisini etkilemesine izin vermemeli; aksine olumsuzlukları gidermeye
çalışmalıdır.
Yapacağı işleri en güzel biçimde yapmalı; dünyada olan bitenden ders almalı; her zaman
Allah-u Teala’ya (c.c) ihtiyacımız olduğunu hatırlamalıdır. Allah-u Teala’nın (c.c)
hoşnutluğunu kazanamama korkusundan çocuğunu yitirmiş annenin ağlaması gibi
ağlamalıdır. Üzerine gübre döküldüğünden güzel bitkilerle karşılık veren toprak gibi olmaya
çalışmalıdır.
Yemeği çabuk ve iştahlı değil; hastanın yemesi gibi yavaş ve isteksizce yemelidir.
Mürid bu sayılan edepleri bırakmamalı ve halini devamlı kontrol etmelidir.
İnsan bedenindeki maddi hastalıkları tedavi ettirmezse yok. Aynı şekilde ruhundaki kibir,
riya, haset gibi manevi hastalıkla tedavi ettirmezse ahireti yok eder. Maddi doktorlar olduğu
gibi manevi hekimler de vardır. Bunlar Allah-u Teala’nın onlara manevi hastalıkların tedavi
yöntemlerini ve ilacını bildirdiği Kamil-i Mükemmil Mürşit velilerdir.
Sahte ve yalancı şeyhlerin amacı mal toplamak ve dünya çıkarları sağlamaktır. Bundan dolayı
onların sözünü şifa değil, zehirdir; onlarla beraber bulunmak ise felaket ve uğursuzluktur.
Mal, çoluk- çocuk, rütbe, makam ve baş olma sevdasından vazgeçmelidir. Yemeğe ve
giymeye düşkün olmamalıdır. Bulduğunu yemeli, eline geçeni giymeli; içini, dışını bir
tutmalıdır. Gerçek dahi olsa hal sahibi olduğunu söylememelidir. Olayların gerçek yaratıcısı
olan Allah’u Teala’ya (c.c) tüm işlerinde güvenmek gerekir. Böylece yaratıkların aracılığıyla
kalbini bağlamamış olur.
Allah için sevmeli ve nefret etmeli; Sünnet-i Muhammediye uymalı kerametinin olması veya
olmaması yanında aynı olmalıdır. Sevinçli halinde kalbi hüzünlü, üzüntülü halinde kalbi rahat
olmalıdır. Bunu sağlamak için Cenab-ı Hakk’ın (c.c) buyurduğu kudsi hadisi düşünmelidir:
‘Ben kalbi kırıklarla beraberim.’
Hangi tarikattan olursa olsun temiz ve takva sahibi müridlerin hepsini sevmelidir.
Meczup’larla tartışmamalı ve onlarla alay etmemeli ve iyilikleri için Allah-u Teala’ya (c.c)
dua etmelidir.
Mürşidine, mürid kardeşlerine ve tüm Müslümanlara özellikle Cuma günü, Ramazan ayında,
arife gününde, seher vakitlerinde, hac sırasında, Allah (c.c) yolunda savaşırken, yağmur
yaparken, ezan ile kamet arasında, secdede, iki hutbe arasında dua etmelidir. Duayı yalvararak
ve huşuyla yapmalı; korku ve ümit duygularını dengelemeli ve kabul edileceğini ummalıdır.
Duanın başında Allah-u Teala’ya (c.c) hamd etmeli, Peygamberimize salat ve selam getirmeli
ve yine duayı aynı şekilde bitirmelidir.
Tüm işlerinde Allah-u Teala’yı (c.c) unutmamak; alış- veriş sırasında Allah’ın (c.c) takdirini
kabullenmeli; öldükten sonra sevap defterini kabartacak iyi işler yapmalıdır. Allah’u
Teala’nın (c.c) kendisine bağışlamış olduğu nimetlerine tüm bedeniyle ve hareketleriyle
şükretmelidir.
Kalbinin hastalıklarını iyileştirmeye uğraşmalı ve aşağılık duygusuna kapılmayarak ruhunu
yüce duygularla süslemelidir. Görevlerini titizlikle yapmalı, onların değerini azaltacak
davranışlardan kaçınarak gerçek bir çabayla Allah-u Teala’ya (c.c) yönelmelidir. Zenginliği
önemsememeli; yanında toprak ile altın eşit olmalıdır. Zevk ve eğlenceye düşkün olmamalı;
olayların kendisini etkilemesine izin vermemeli; aksine olumsuzlukları gidermeye
çalışmalıdır.
Yapacağı işleri en güzel biçimde yapmalı; dünyada olan bitenden ders almalı; her zaman
Allah-u Teala’ya (c.c) ihtiyacımız olduğunu hatırlamalıdır. Allah-u Teala’nın (c.c)
hoşnutluğunu kazanamama korkusundan çocuğunu yitirmiş annenin ağlaması gibi
ağlamalıdır. Üzerine gübre döküldüğünden güzel bitkilerle karşılık veren toprak gibi olmaya
çalışmalıdır.
Yemeği çabuk ve iştahlı değil; hastanın yemesi gibi yavaş ve isteksizce yemelidir.
Mürid bu sayılan edepleri bırakmamalı ve halini devamlı kontrol etmelidir.
İnsan bedenindeki maddi hastalıkları tedavi ettirmezse yok. Aynı şekilde ruhundaki kibir,
riya, haset gibi manevi hastalıkla tedavi ettirmezse ahireti yok eder. Maddi doktorlar olduğu
gibi manevi hekimler de vardır. Bunlar Allah-u Teala’nın onlara manevi hastalıkların tedavi
yöntemlerini ve ilacını bildirdiği Kamil-i Mükemmil Mürşit velilerdir.
Sahte ve yalancı şeyhlerin amacı mal toplamak ve dünya çıkarları sağlamaktır. Bundan dolayı
onların sözünü şifa değil, zehirdir; onlarla beraber bulunmak ise felaket ve uğursuzluktur.